Bir fizikçinin aşk mektubu...
Soygaz gibi saf, kristal örgüsü kadar güzelsin sevgilim.
Coulomb kuvveti kadar çekici magnetik alan kadar etkileyicisin.
Seni gördüğüm zaman kalbim harmonik osilator gibi titreşiyor.
Kendimi sana sızma uzaklığı kadar yakın hissediyorum.
Sana karşı bir kondansatör gibi sevgi yüklüyüm.
Merkezcil kuvvetin etkisiyle etrafında dairesel bir yörünge çiziyorum.
Gözlerin siyah cisim gibi ışımakta, saçların rüzgarda dağınımlı bir ortam gibi davranmakta.
İnce yapı sabiti kadar zarifsin sevgilim.
Aynı fazda beyin dalgaları yayınlıyoruz ve bu dalgalar üst üste gelerek süper position yapmakta.
Seninle birlikte vektör uzayını seyrederken beni kara delik gibi kendine çekiyorsun ve seni bir vakum pompası gibi öpmek istiyorum.
Sen de benim Kiss Me! türevimi al.
Sana aşkımı fotonla yolladım fotonumu soğurdun, karşılığını emisyon olarak bekliyorum.
Sensiz geçen her an yarı ömrümü kısaltıyor.
Beraber optik yolda yürürken elinden tutmak ve dipol etkileşmesi yapmak istiyorum.
Bana ne zaman ihtiyacın olursa ışık hızıyla sana geleceğim.
Ek te sunduğum halkasal cisimle sana kovalent bağ kurmayı teklif ediyorum.
Cevabını mezonlara yükleyip işık hızıyla yolla.
Olumsuz cevabın beni Wien köprüsünden atmaya sevk edecektir.